Aydınlı Grup; ‘’Türk tasarım ve üretim gücünü dünyaya göstermekteyiz’’

b19U.S. Polo Assn. Genel Müdürü Osman Şentürk ile sektöre dair özel bir söyleşi gerçekleştirdik. 

Aydınlı Grup olarak, dünya modasına yön veren U.S. Polo Assn., Cacharel ve Pierre Cardin markalarının ana lisans sahibi olduklarını söyleyen Osman Şentürk, ‘’3 kıtada üretim ve satışını gerçekleştirdiğimiz markalar ile Türk tasarım ve üretim gücünü dünyaya göstermekteyiz’’ dedi. 50. yılını yaşıyor olan Aydınlı Grup’un, bünyesinde yer alan U.S. Polo. Assn. ile ilgili serüvenine 1997 yılında başladığını ifade eden Şentürk, ‘’U.S. Polo. Assn., Türkiye dahil 50 ülkede Aydınlı Grup tarafından temsil edilmektedir. U.S. Polo Assn.’nin, kadın-erkek-çocuk hazır giyim ve iç giyim, aksesuar, ayakkabı, çanta, kemer v.b. ürünlerine ek olarak; ev tekstili, promosyon grubu, yüzme giyim v.b. koleksiyonları da Aydınlı Grup lisans yönetimindedir. U.S. Polo Assn., 148’i Türkiye’de olmak üzere dünya genelinde 264 mağazaya sahiptir’’ diye konuştu. 1890 yılında Amerika’da kurulan U.S. Polo Assn’nın polo sporunun Amerika ve Kanada’daki temsilcisi olduğunu ifade eden Şentürk, tarihte, kralların ve asillerin sporu olarak da anılan polo sporundan doğan markanın, bu spordan ilham aldığı giyim tarzını koleksiyonlarına taşıyor olduğuna işaret etti. Şentürk, ‘’Klasik U.S. Polo Assn. renkleri ve arması bu tarzı desteklerken, sporun ruhunu da yansıtıyor. Özgün, rahat ve şık modelleriyle kadın, erkek, çocuk herkese ve her yaşa hitap eden U.S. Polo Assn. hem gençlerin, hem de ailelerin favori markasıdır. Bütün üretimimizi, tasarımımızı, tedariğimizi U.S. Polo. Assn markası ile Türkiye’de gerçekleştiriyoruz. Ağırlıkla satışımızın %70’inden fazlasını kendi satış kanallarımızla diğer %30’unu da bayi ve franchise gibi organizasyonlarla müşteriye arz ediyoruz’’ ifadelerini kullandı.

‘’Detaylı Perakendecilik…’’

Firmayı rakiplerinden ayıran unsurları da aktaran Şentürk, ‘’Bu konuyu açıklarken söyleyeceklerime, İngiliz perakendecilerin organize perakende alanında ilerledikleri zaman kullandıkları çok güzel bir söz ile başlamak isterim. “Retail is detail“ yani perakende detaydır. Bizler tüm markalarımız ile detaylı perakendecilik yaptığımızı düşünüyoruz. Dolayısıyla bu da bizi birçok rakibimizden ayrıştırıyor. Çünkü perakende detayları ve incelikleri çok fazla olan bir alan ve her bir detay, sürecin doğru ilerlemesi için çok önemli. Bir düğmenin rengine, kalınlığına, kullanmış olduğumuz kumaşlardaki ipliklerin kalınlığına, bunların ekolojik testlerinin sonuçlarına, bu kumaşların hissiyatlarına, bunların testler sonrasında yıkanma sonrasındaki dayanıklılığına, dikiş kalitesine, estetik olarak renk uyumlarına, müşteriye arz edilirkenki görsel sunumlarına kadar birçok sürecimiz var. U.S. Polo Assn. olarak bizler bu süreçlerin her birini en doğru şekilde yapmaya çalışıyoruz. O yüzden bizler bu döngüye ürün yaşam döngüsü diyoruz. Bir ürün, bir yıl öncesinde ilk defa bir tasarım süreçleriyle birlikte doğmaya başlıyor. Ondan sonra bunun planlaması, satın alınması, tedariği, lojistiği, mağazadaki sunumu, pazarlama faaliyetleri, satışı gibi birçok süreç ile yaklaşık bir yıla yakın bir süre bu ürün seyahat ediyor. Bu bir yıllık macerasında bizler bu ürünün bütün detaylarına iniyoruz’’ açıklamasında bulundu.

Özgünlük ve müşteri beğenisi çok önemli

Ürünlerinizde öncelikli olarak dikkat ettikleri unsurları bizlerle paylaşan Şentürk, ‘’Bizler ürünü müşteri ve onun beğenisi için hazırlıyoruz. Burada altını çizdiğimiz en önemli nokta özgün olmak. U.S. Polo Assn. markası 1890’da kurulmuş güçlü mirası ile kendi özgün hikâyesi ve kendi özgün yaşam tarzı olan bir marka. Bu sebeple bizim de bu markaya uygun kurallarımız var ve Türkiye olarak bu kurallar dahilinde ilerliyoruz. U.S. Polo Assn.’de markamızı temsil eden polo sporunun ruhunu ürünlerimize bir şekilde yansıtmaya çalışıyoruz. Bu genellikle logolarımız vasıtasıyla oluyor. Bazen özel bir arma da kullanabiliyoruz. Kurumsal renklerimizi kullanıyoruz. Çok ciddi kullanım kurallarımız var. Kullanım kurallarımızı dikkate alacak şekilde bu ürün geliştirme faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Ama ürün geliştirme dediğimiz zaman sadece tasarımda kalmıyor, ürünün dayanıklılığı, kalitesinin yanı sıra müşteri tarafından kullanıldığı dönemde göstereceği dayanıklılık dahil bütün yönleri ile planladığımız bir süreci yönetiyoruz’’ şeklinde ifade etti.

Özellikle Avrupa fuarlarına katılım söz konusub20

Fuarlar konusundaki genel görüşlerini de açıklayan Şentürk, ‘’Satış kanalları itibarıyla toptan ağırlığımız olan bazı ülkelerde fuarlara katılarak, bu fuarlarda yeni müşteri kitlelerine, yeni franchise adaylarına sunumlar yapıyoruz ve orada koleksiyonumuzun tamamını sunuyoruz. U.S. Polo Assn. olarak koleksiyonumuzu kombinler şeklinde sunarak, ürünlerimizin karakteristik özelliklerini anlatıyoruz ve diğer ürünlerden farklılaşan noktalarını vurgulamaya çalışıyoruz. Bunun yanında belli bir ekonomik değeri de yakalaması gerekiyor. O yüzden kalite ve fiyat uygunluğunun optimum olduğu noktayı yakalamaya çalışıyoruz. Bu yüzden de uluslararası özellikle Avrupa’daki fuarlarda markalarımızı ön plana çıkarttığımız fuarlara katılıyoruz. Aynı zamanda U.S. Polo Assn. olarak geniş bir ürün yelpazemiz var. Giyim başta olmak üzere ayakkabıdan, aksesuara, çantadan, ev tekstiline kadar birçok alanda ürün gruplarımız bulunuyor. Her biri kendi içinde farklı uzmanlık alanları. Dolayısıyla ayakkabı fuarlarında, lisansörlerimiz olsun, bizler olsun markalarımızı temsil ediyoruz. Çocuk giyim fuarlarında da aynısı geçerli’’ dedi.

Fuarda bebek grubu lansmanı boy gösterecek

İstanbul Anne Bebek Çocuk ve Ürünleri Fuarı’na dair yapılan hazırlıklara da değinen Şentürk, ‘’U.S. Polo Assn. özellikle erkek kategorisinde çok güçlü olduğumuz bir marka. Son yıllarda ise kadın ve çocuk grubunu geliştirmek için çok emek harcadık ve bu çalışmalarımızda oldukça başarılı olduk. Çocuk grubunda çok ciddi bir fırsat ve büyüme yakaladık. Bu nedenle bu yıl çocuk grubuna bebek gruplarını da dâhil etmeye karar verdik. Ocak ayında fuarda bebek grubumuzun lansmanını yapacağız. Minik bebeklere özel olarak tasarlanan ürünlerimizde aynı zamanda özgün U.S. Polo Assn. ruhunu taşıyan tasarımlar yapmaya çalıştık. 0-3 yaş grubuna yönelik ürünlerimiz var. Zıbın setleri, hastane çıkışı ve hediyelik yeni doğan setleri hazırladık. Tasarımcılarımız bebek grubunu çalışırken çok keyif aldı. 0-3 yaş bebeklerin masumiyeti, onların tatlılığı tasarım yapan arkadaşlarımızın çalışma ortamlarına bile yansıdı. U.S. Polo Assn.’ nin bebek koleksiyonunu bu fuarda görücüye çıkarıyoruz. Bu bizim için çok özel ve önemli. Bu koleksiyonumuz tıpkı bir bebek gibi emekleyecek, sonra ayağa kalkarak yavaş yavaş yürümeye ve ondan sonra da koşmaya başlayacak. Bizim marka olarak en önem verdiğimiz şey müşteri beklentileriyle ve müşteri yorumlarıyla koleksiyonun kendini yönlendirmesi. Bundan sonraki süreç şöyle işleyecek: Fuardan sonra müşterilerimizin vereceği geri bildirimlerle ve müşteri tercihleri ile tekrar ürünlerimizi, tasarımlarımızı geliştireceğiz’’ açıklamasında bulundu.

Hem ithalat, hem de yurt içi üretim mevcut

Anne, Bebek ve Çocuk Ürünleri sektörünün hem yurt dışı hem de yurt içi pazarlar konusundaki düşüncelerini sorduğumuz Şentürk, ‘’Özellikle çocuk grubu ürünlerde şirket olarak hem ithalat hem de yurtiçi üretim yapıyoruz. Şu andaki üretimimizin %70’e yakını yurtiçi üretimidir. Özellikle ilk olan bebek koleksiyonumuzda yurtiçi üretim ağırlıklı olarak çalıştık. Şu anda bu ağırlığımızı devam ettiriyoruz. Koleksiyonumuzun tasarım sonrasındaki süreçlerini bizim çok yakın çalıştığımız kumaşçılar, çok yakın çalıştığımız konfeksiyon atölyeleriyle birlikte hazırladık. Bu konuda deneyimleri olan işletmelerle sürekli iletişimde olduk. Koleksiyon, öncelikle yurt içinde sunuluyor. Ama ardından diğer satış kanallarına dağılmaya başlayacak. Yurtdışı müşterilerimize de 2015 yılı içerisinde ürünlerimizi sunmaya başlayacağız. Ve yurtdışındaki talebe göre de o pazarlarda da kendimizi göstermeyi hedefliyoruz’’ yanıtını verdi.

Firma sürdürülebilirliği her alanda sağlıyor

Firmanın sürdürülebilir giyim alanında yaptığı çalışmaları bizlerle paylaşan Şentürk, ‘’Sürdürülebilirliği tüm boyutlarıyla ele alıyoruz. Ekonomik sürdürülebilirliğe büyük önem veriyor, istihdam olanaklarımız ve ülke ekonomisine sağladığımız katma değerin artması için çalışıyoruz. Markamızı geleceğe taşımak için sistemlerimizi ve süreçlerimizi sürdürülebilir kıldık. Çevre konusunda da tabii ki çok ciddi önlemlerimiz ve yatırımlarımız var. Her şeyden önce bizlerin çalıştığı bütün üreticiler onaylı üreticilerdir. Onaylı üreticiler derken, çevreye duyarlı, iş yeri ortamları düzenli, çocuk işçi çalıştırmayan iş ortaklarıyla çalışıyoruz. Bizim etik ve teknik olmak üzere iki büyük standardımız var. Bunları taşıyabilen yerlerle çalışıyoruz. Bizim şirketimizde iki ayrı mekanizma vardır. İlki tedarik grubumuz, diğeri de satın alma grubumuz. Tedarik grubumuzun onaylamadığı hiçbir şeyi satın alma grubumuz satın almaz. Çünkü tedarik grubu sürdürülebilirlik esaslarına bağlı olarak o üreticinin çevre duyarlılı- ğı, temizliği, titizliği, iş güvenliği kontrollerini ve denetimlerini yapar. Sadece o denetimlerce onaylanan üreticiler satın alma süreçlerine dâhil edilebilir. Dolayısıyla bu bizim için çok önemli bir şey. İkinci boyutta dış kontrollerin yanında, depomuza giren her türlü ürün belli kontrollerden geçer’’ diye konuştu. Şentürk sözlerine, ‘’Aydınlı Grup olarak iki yıl önce ekolojik bir laboratuvar yatı- rımı yaptık. Türkiye’de çok az olan ekolojik bir laboratuvara sahibiz. Bütün ürünlerimizi, belli prosedürler ve standartlar çerçevesinde ekolojik testlere tabi tutuyoruz. Ürünlerimiz azoboyar testleri, kanserojen maddelere karşı testler, ağır metaller ve benzeri birçok olası testlerden geçiriliyor. Bu da sürdürülebilirlik konusunda önemli bir yatırım. Aslında bu bizim sosyal vatandaşlık bilincimizin bir göstergesi. Yasal olarak 2 veya 3 test yapmamız yeterli. Ama biz şu anda 10’dan fazla test yapıyoruz’’ diye devam etti.

b21Ürünler ekolojik test laboratuvarlarından geçiyor

Anne, Bebek ve Çocuk Ürünleri Sektörü’nde yeni trendler ve yeni yılın modası konusunda da fikirlerini paylaşan Şentürk, ‘’Öncelikle hazır giyim moda perakendeciliğinde ürünlerin rahat olması çok önemli. O yüzden biz ürün rahatlığına çok önem veriyoruz. Bunu kullanan bebeklerin rahat etmesi, onların vücutlarının hava alması, onların vücutlarının temas ettiği bu kumaşların herhangi bir tehlike barındırmaması gibi kritik süreçlerimiz var. Bu yüzden de şirketimiz merkezinde bulunan ekolojik test laboratuvarlarından geçirdiğimiz ürünlerin üretimlerine devam ediyoruz. Bu testlerden geçmeyen hiçbir ürün kesinlikle üretilmiyor. Diğer konular ise çocuk güvenliği, rahatlığı ve estetik güzellik dediğimiz süreç ile başlıyor. Estetik ve tasarım konusu zaten şirketimizin deneyimli olduğu bir konu. Özgün bir marka olan U.S. Polo Assn., tasarımdaki özgünlüğünü bugüne kadar diğer müşteri gruplarında göstermişti. Tabii ki bebek grubu için şu anda çok iddialı konuşmayı doğru bulmuyorum çünkü bizim ilk koleksiyonumuz. Hep şunu söylüyoruz, bizim için koleksiyonu beğenmemizden daha önemlisi müşterinin bu koleksiyonu beğenmesi. O yüzden biz müşterinin beğenisine sunacağız. Gelen geri bildirime göre de ihtiyaç varsa koleksiyonumuzda yenilikler yapacağız’’ diye ifade etti. Şentürk söylediklerine ek olarak, ‘’U.S. Polo Assn. olarak bebek koleksiyonunu hazırlarken çok ciddi bir çalışma stratejisi izlendi. Çalışmalarımız gerek yurtdışı gerek yurtiçi fuarlar takip edilerek genişletildi. İtalya, İngiltere ve Amerika’dan birçok moda otoritesinin bulunduğu fuarlara katıldık, mağaza ziyaretleri yaptık. Yurtdışındaki üreticilerle, bu konuda çalışmış insanlarla istişareler yapıldı. Ama dediğim gibi en nihayetinde bu bir süreçtir. Biz bu süreçte daha bebek olarak emekleme safhasındayız diyoruz. Bizim markamızın simgesi at; özgürlüğü, asaleti, sporu, enerjiyi simgeleyen bir mesajı var. Biz bebeklerimizde de aynı doğallığı, enerjiyi, özgünlüğü yaşatmayı hedefliyoruz’’ ifadelerine de yer verdi.

Sektörde Türkiye önemli bir yerde

Sektörün Türkiye ve dünyadaki pazarları konusundaki yerini de değerlendiren Şentürk önemli noktalara temas etti ve ‘’Tekstil ve moda sektöründe Türkiye, bulunduğu konum itibarıyla çok ciddi bir hazır giyim ihracatçısı konumunda. Özellikle de markalı ürünlerde yapılan ihracatın katma değeri çok daha fazla. Bu sebeple sektörümüz ülke ekonomisine özellikle de cari açığa pozitif katkıları olan ekonomik bir değer üretiyor. Bu anlamda çevre ülkeler olan, Balkanlar, Rusya, Eski Türki Cumhuriyetler, Arap Coğrafyası, Kuzey Afrika diye tabir ettiğimiz bölgeye çok ciddi bir ihracat potansiyelimiz var. Son 5 yılda bu ülkelerde ihracat alanındaki büyümeyi ciddi anlamda görüyoruz. Bu noktada da Türkiye’nin rekabetçi üstünlüğü devam ediyor. Önümüzdeki yıllarda da biz bunun büyüyeceğine, artacağı- na inanıyoruz. O yüzden bu konuda çok ciddi bir beklenti içerisindeyiz’’ dedi. Sektörün sorunlarına da dikkat çeken Şentürk, ‘’Tabii her sektörün kendine özgü sorunları var. Bunlardan en başında yetişmiş insan kaynağı sorunu geliyor. Hazır giyim perakendeciliği dediğimiz zaman bu alan yani organize perakende, Türkiye’de özellikle de AVM’lerin gelişmesiyle birlikte son 15-20 yılda çok ciddi gelişti. Bu alanda yetişmiş insan kaynağı bulmakta tabii ki zorlanıyoruz. Bizim için en önemli sorunlardan bir tanesi bu diyebiliriz’’ ifadelerini kullandı.

2014 hedeflerin gerçekleştiği, güzel bir yıl

2014 yılının firmaları adına ticari açıdan çok güzel geçtiğini söyleyen Şentürk, ‘’Aydınlı Grup olarak son yıllarda tüm markalarımıza ciddi bir yatırım yaptık. 2014 yılı bu yatırımların meyvelerini almaya başladığımız bir yıl oldu. Özellikle altyapısal anlamda; bilgi işlem altyapımızı yeniledik, laboratuarlarımızı kurduk, tedarik ağlarımızı genişlettik, yeni mağaza açmaya devam ettik. Bu yıl yaptığımız bu çalışmaların finansal sonuçlara dönüştüğü güzel bir yıl oldu. 2014 yılı birçok dışsal makroekonomik sıkıntıya rağmen hedeflerimizi gerçekleştirdiğimiz bir yıl oldu diyebiliriz. Önümüzdeki yıllarda da aynı önlemlerimizi aynı aksiyonlarımızı almaya devam edeceğiz. Bunun yanında 2014 yıl sonuçları, uygulamakta olduğumuz iş modelinin doğru olduğunu teyit ettiğimiz bir yıl oldu. Bu sebeple sürdürülebilir büyümeye dayalı iş modeli dediğimiz yani sistemlerin, süreçlerin, yetkin insanların, kendisini geliştirmiş uzmanların iş modelimize katkısı çok oldu’’ diye konuştu.

2015’in etkin planları hazır

Firma olarak 2015 yılına dair planları ve bu yıldan beklentilerini sorduğumuz Şentürk, ‘’2015 yılında markalarımız için birçok etkin planımız var. Öncelikli olarak e-ticaret konusunda ciddi yatırımlar yapıyoruz ve bu 2015 yılında da devam edecek. Hem kendi ülkemizde hem çevre ülkelerdeki potansiyelleri araştırıyoruz. Bu alanda bir yatırım yapabiliriz. İkinci yatırım alanımız lojistik alanında. Kendi lojistik merkezimizi kurmakla ilgili bir yatırım projesi başlattık. Çok ciddi otomasyona dayalı bir lojistik merkezi kurmak istiyoruz. Önümüzdeki dönemde bunun fizibilitelerini yapacağız. 2015’te bunun temel atma projesinin gündemde olduğu söyleyebiliriz’’ dedi.

Rekabet alanı; dünya arenası

Şentürk son olarak, U.S. Polo Assn. olarak dünya çapında bir markanın temsili ile büyük sorumluluk taşıdıklarını dile getirdi ve ‘’U.S. Polo Assn. ile bizim rekabet ettiğimiz arena, dünya arenası. Dünyanın en iyileri ile aynı sahnede, müşterilere daha iyi hizmet verebilmek için mücadele ediyoruz. Dolayısıyla çok ciddi ve büyük bir sorumluluğumuz var. Bu bizi tabii ki çok heyecanlandırıyor. Aydınlı Grup olarak dünya çapında yaptığımız bu çalışmalar bizleri ülkemiz adına çok gururlandırıyor. Ülkemizden bu tür rekabet edebilecek markaların çıkması gerçekten çok önemli. Bu konuyu insanların iş gücü gayretleri, yetkinlikleri ve ağırlıkla da insan işgücü yüksek olan bir sektörde gerçekleşmesi daha da önemli kılıyor. Bu sebeple önümüzde bizi çok heyecanlandıran bir süreç var. Önümüzdeki yıllarda elde edilecek başarılar bizi şu an çalıştığımız çevre ülkeler olan, Balkanlar, Rusya, Eski Türki Cumhuriyetler, Arap coğrafyası, Kuzey Afrika gibi coğrafyalarda daha kalıcı ve daha söz sahibi markalar, şirketler haline getiriyor. Bu sorumluluğu yerine getirebilmek için de çok ciddi bir ödevimiz var. O ödev de yukarıda bahsettiğimiz gibi dünya çapında çok kaliteli rakiplerin ve çok kaliteli rekabetin içerisinde mücadele etmek. Bu süreç çok ciddi bir hazırlık gerektiriyor. Dediğim gibi bu bizim ne kadar büyük bir sorumluluk taşıdığımızı bize hatırlatıyor ama aynı zamanda buradaki gelişim, potansiyel bizi bir o kadar da heyecanlandırıyor diyebiliriz’’ diyerek sözlerini noktaladı.